Oturdum, aldım tüm kitapları önüme, açtım güvendiğim siteleri benim için çooook önemli olan bu konuyu uzun uzun yazdım. Bedenimi, evimi kısacası tüm hayatımı her türlü zehirsiz tutma yolculuğumun bir kısmını buradan sık sık paylaşıyorum. “Zehirsiz yaşamaya neden kafayı bu kadar taktım?” hakkında liste yapsam hormon bozan endokrinler ve özellikle zenoöstrojenler kesinlikle ilk üçte yer alır! Tüm bahsettiğim kimyasallara İçtiğimiz su, aldığımız hava, yedigimiz yiyecekler ve derimizE temas eden her türlü madde vesilesiyle doğrudan maruz kalıyoruz ama maruz kaldığımız sıklıkta bu konuları gündeme getirmiyoruz ne yazık ki. Ne zaman Menstrüel Döngüler Eğitiminde anlatsam bu konuyu, ağızları 5 karış açık bırakıyor, gelin derinlemesine bakalım .
Hepimiz iyi görünmek ve her daim misler gibi kokmak istiyoruz. Hepimiz evlerimizin tertemiz, mobilyalarımızın aleve dayanıklı olmasını istiyoruz. Aman bahçelerimiz otsuz, evcil hayvanlarımız da piresiz olsun. Sürekli güneş koruyucu sürmemizin gerektiğini dinliyoruz ve duyuyoruz bir yerlerden ve yemeklerimiz tavaya yapışmasın istiyoruz. Lekesi zor kıyafetlerimiz ne olursa olsun temiz, saçlarımız boyalı, permalı ya da düz olsun, el ve ayak parmaklarımız çoğunlukla rengarenk ojeli kalsın istiyoruz. Tüm bu isteklerle gelen rahatlığın bir bedeli var tabiki, hepimiz bu mutlaka olsun istediklerimiz için, hormon bozucu zehir denizinde yüzüyoruz her denilenin doğru sanıldığı reklam kuşakları yüzünden ve konfor alanımızda çıkmak istemediğimizden pek kafamızı çevirip bu konuya bakmıyoruz. Özellikle takipçilerimin çoğunluğu olan, sevgili hassas bir hormon dengesine sahip kadınların fazladan aldıkları ciddi bir zehir kaynağı da var kozmetikler ve parfümler
Peki nedir bu endokrin bozucu kimyasallar? bildiğimiz şey şu ki yapılan araştırmalar belli kimyasalların endokrin bozucu kimyasallar olduğunu ispatlıyor. Bu da moleküler olarak belli hormonlarla benzer oldukları anlamına geliyor ve vücudumuz, sahtesiyle gerçeğini ayırt etmekte zorlanıyor. Kimyasalların zehrini iyi bir şekilde almamanız da genlerinizin rolü büyük ve bazı insanlar görünür bir etkisi olmaksızın yüksek miktarda toksini tolere edebiliyor. Ama birçoğumuz için bu kimyasalların hormonlarımız üzerinde kötü etkisi büyük.
Özellikle kadınları en çok etkileyen endokrin bozucular ise Xenoesteogenler denen hormon bozucu toksinler, çok güçlüler ama ne yazık ki östrojen gibi masum değiller ve hepsi birer estrojen taklitçileri. Yapıları estrojene çok benziyor, östrojenin anahtar yuvasına giriyor fakat yanıltıcı bir mesaj verirken o yuvadan çıkmak bilmiyorlar. Estrojen baskınlığı belirtileri altında sıralanan sıkıntıların, modern şehir yaşamında bu denli artmasının en önemli nedenlerinden biri de bu östrojen mimikleyiciler. Doğal hormonlar işleri bitince oradan temizleniyorlar, hormonsular gibi reseptörleri tuttunup bırakmayarak Hormonal sistemimizi felç etmiyorlar.
Bu hormonsulara karşı kadınlar olarak biz çok daha savunmasızız çünkü bedenlerimizde de daha fazla östrojen olduğu için karaciğerlerimizin daha az toksin detoksifikasyonu kapasitesi olduğu düşünülüyor ayrıca zenoestrojenlere erkeklere kıyasla çok daha yatkınız çünkü onlardan çok daha fazla kişisel bakım ürünleri kullanıyoruz.
Her anımıza eşlik eden bedenimize bu kozmetik bombardımanı ile direk olarak dilimiz, dudağımız, tırnaklarımız, saçımız bu kimyasalara maruz kalıyor. Benim zehirsizlerden arınma yolculuğum ilk safhası tüm bu ürünleri doğal olarak üretilenlerle değiştirmek oldu. Seneler önce Türkiye'de bu kadar çok marka yoktu, bir seferinde gittiğim ülkelerden eve zehirsiz taşıyordum.Hatta Hindistan'dan 1 valiz organik ayurvedik krem , koku falan taşımışlığım var :) . Çünkü tüm bu hormon bozucu zehirler direkt olarak kana geçtiğini öğrendiğimden beri, endokrin bozucu kimyasal içeren bir ürün kullanasın yok. İşi başından aşkın karaciğerlerimiz , ağzımızdan aldığımız toksinleri az ya da çok detoksifiye ettikten yani zehirleştirdikten sonra kana geçmesine izin veriyor ama cilde sürdüğünüz bir krem, karaciğerin kontrolünden geçmeden direkt olarak kana geçip vücuda dağılıyor. Vak ki ah !!!!
Daha kötüsü de var parfümler!!!! Parfümleri içki gibi için diye demiyorum ama içecek olsanız bunun büyük kısmı hiç olmasa sindirim sisteminden emilmeden önce karaciğerden geçecektir. Parfümler, kokular, oda parfümleri, deterjan parfümleri denen aklı ziyan zehirlere gelince bunlar kana bile geçmeden önce, burun tabanınızdan direkt olarak beyninizi ulaşabilir. Hastalıkların bu kadar sık görülmesinin en büyük nedeni bu kimyasallar diye düşünüyorum.
Fonksiyonel Tıp Uzmanı Mustafa Atasoy diyor ki " Şehir ortamında yaşayan kadınlar çok ağır bir sahte östrojen yükü altında. Doğu toplumlarında kırsal alanda yaşayan kadınların kanındaki estrojen düzeyleri, batı toplumlarındakinden daha düşük. Burada yanlış yerde duran şehirli kadınlar. Şehrin zehirli ortamındaki kadınlar sağlıksız boyutta yüksek bir östrojen ve xenoestrojen yüküyle yaşıyorlar. Bu yüksek düzeylerden düşmenin başladığı menepoz çağında yaşadıkları dengesizlik de, haliyle daha ağır oluyor."
Bu nedenlerden dolayı bütüncül iyileşme yolculuğunda, toksik maddelerden uzaklaşılarak, kaynağı ve içeriği güvenli ürünlere ulaşmak için çaba harcamak büyük önem taşıyor.
Doğal hormonlarınızı taklit eden ancak size aynı faydalardan hiçbirini vermeyen Endokrin Bozucu Kimyasallardır (EDC'ler), adrenal bezlerimiz, tiroidimiz ve yumurtalıklarımızın ürettiği hormonlar (östrojen ve progesteron ve hatta testosteron gibi) gibi şeyleri etkilerler. Bu, hormonlarımızda genel bir dengesizliğe yol açabilir. Aynı zamanda kanser, tiroid hastalığı, doğum kusurları, kısırlık ve hatta düşük ve IQ ile bağlantılılar!
Kadınlar her gün östrojen baskınlığı semptomlarından (ağrılı dönemler, ağır adetler, hassas göğüsler ve daha fazlası) şikayet ederek tıbbi uygulama talebiyle doktorların kapısını çalıyor. Ek olarak, PCOS veya PMS deneyimlemek, akne ve sindirim sorunları (safra kesesi sorunları, gaz, şişkinlik ve kabızlık gibi), hormonlarımızın vücudumuzda ne yaptığına bağlanabilir.
Yukarıda bahsettiğim gibi bu kimyasallar kişisel bakım ürünlerinde ve temizlik ürünlerinde bulunabilir. Ancak, bakkal fişleri veya uçak biletleri gibi daha az belirgin olan diğer yerlerde de bulunabilirler. Ayrıca, yiyeceklerin geldiği kapları ve plastik kaplarda asılı kalırlar - özellikle de yiyecekleri ısıtabileceğiniz kaplar.
Yaygın Endokrin Bozucular ve Bulundukları Yerler
BPA
Bisfenol A , en çok bilinen ve üzerinde en çok çalışma yapı lan EDC . Araştırma yapıldıkça zararlarının listesine bir yenisi daha ekleniyor . Şimdiye kadar obezite , diyabet , tiroit hastalığı , meme ve prostat kanseri , beyin tümörü , üreme bozuklukları , astım , kalp rahatsızlıkları , karaciğer zararı ve nörolojik rahatsız lıklarla ilişkili olduğu biliniyor . Iyyk !
Bu plastik âdeta her yerde ve 2008'de yapılan bir araştırma , Amerika nüfusunun % 92’isinin kanında BPA olduğunu göste riyor . Daha endişe verici olansa BPA’nın hamile kadınlarda ve göbek bağında da bulunmuş olması . Avrupa'da , BPA’nın kullanımı biberonlarda 2011 yılında yasaklandı ancak şu an ben bunları yazarken Amerika’da hâlâ yasal ! BPA’ya , en çok plastik şişelerden su içerken maruz kalıyoruz . ( Bir çalışma yalnızca bir hafta boyunca plastik şişeden su içme nin BPA seviyelerinizi ciddi ölçüde artırabileceğini gösteriyor . ) ayni
zamanda sert plastik kaplarda , streç filmde ve içecek şişelerinde de bulunuyor . Ayrıca konserve yiyeceklerin kapla masında da var . Konserve domateslere dikkat edin . Domateslerin asiditesi, BPA’nın konserveden sızıp yiyeceğe bulaşmasına sebep oluyor.Aynı zamanda fişlerde ve diş dolgularında da bulunuyor . ( Oysa ki bu beyaz dolguların cıvalı alaşımdan daha iyi olması gerekiyordu . )
FTALAT
Bunlar , plastiğe daha esnek olması için eklenen sentetik kimya sallar . PVC'li her şeyde ftalat var ; streç film , triko , plastik dus perdeleri , parlak yağmurluklar ve plastik oyuncaklar . Hatta o yeni araba ' kokusu bile havadaki ftalattan kaynaklanıyor .
Aynı zamanda içindekilerde ‘ kokulu ' ya da ' parfümlü ' yazan her şeyde varlar : Kokulu mumlar , kozmetik ürünler , parfümler , şampuan , losyonlar , oda spreyleri , temizlik malzemeleri . Ftalat özellikle hamilelikte tehlikeli çünkü genital bozukluklarla ve çocuklarda obeziteyle ilişkilendiriliyor . Aynı zamanda diyabet ve insülin direnciyle de ilişkili .
Petrokimyasallar
Egzoz dumanı , petrol , kozmetik ürünleri , yağlar ve kokulu ürünlerin de içinde benzen ve bezonat bulunur . Onlar da ağırlıklı olarak solunum sistemini etkiliyor .
Zirai ilaçlar
Organik olmayan gıdaların mahsulünde , böceksavar spreylerde ( DEET ) ve ot kıranlarda bulunur . Bunlar aslında bitki , bakteri , böcek ve mantar gibi yaşayan organizmaları öldürmek için tasarlanıyor . Sizin sevgili bağırsak floranıza ve bağışıklık siste minize ne yaptığını bir düşünsenize ! Yağda çözünebilir olduk ları için metabolizmanızı mahvetmek adına yağ hücrelerinizde depolanıyorlar . Bu kimyasallar nörolojik rahatsızlıklar , diyabet , obezite , kanser ve hormon dengesizliği gibi birçok kronik hastalığın yüksek ris kiyle ilişkilendiriliyor .
PFC'ler ( per floro kimyasallar )
Çoğunlukla yapışmaz tencere setlerinde ( örneğin ; teflon ) , yiyecek paketlerinde , leke ve su geçirmez ürünlerde ya da ilaçlarda ( örneğin ; Scotchgard , Gore - Tex ) bulunur . Teflon tavada su kaynatırsanız kimyasalların tadını alabilirsiniz ve bu her yemek pişirmenizde yiyeceklerinize sızıyor demektir . PFC'lerin araştırmalarda beyni zehirlediği ve yüksek insülin direnciyle ilişkili olduğu da bulundu .
Alevlenmeyi geciktiriciler
PBDE'ler ( polibromine difenil eterler ) her yerde ! Kanepenizde , halınızda , mobilyanızda , elektrikli eşyalarınızda , bilgisayarları nizda , bebek malzemelerinde , boyada ... Eve toz getiriyorlar ve biz de onları içimize çekiyoruz .
Florür
Florür , iyotla savaşır ( ve kazanır ) . Tiroit hormonu yapmasını engeller . Ayrıca melatonin üreten epifiz bezine engel olur . Bu kimyasal , diş macunlarımızda ve bazı su kaynaklarında mevcut. Tavsiyem , bu popüler konu üzerinde kendi araştırmanizi yapmanız ! Bence florürden kaçınmaya değer . Florürsüz diş macunu alabilirsiniz . Suyunuzda varsa , onu da arıtabilirsiniz .
Klor
Florürle aynı “ halojen kimyasal grubunda bulunun bir gaz , en çok havuz temizliğinde kullanılan bir madde olarak biliniyor , aynı zamanda tiroit bezinde iyodun yerini alıp östrojeni taklit edebiliyor .
Klor ; çeşme suyunda , çamaşır sularında ve dezenfektanlarda da bulunuyor . Özellikle de duş alırken savunmasızız çünkü sıcak sudan buharlaşan klor gazını solumak zorunda kalıyoruz.
Güzellik ürünleri
Yavaş yavaş her gün vücudumuza uyguladığımız ağır kimyasallar konusunda uyanmaya başlıyoruz . Deriniz , vücudunuzdaki en büyük organ. Sizi dış etkenlerden ( bakteri , isi , su gibi ) korurken aynı zamanda süper emici . Bir dakikadan kısa bir sürede , teninize sürdüğünüz herhangi bir şey kanınıza karışır . Bu , hormon kremleri ya da nikotin bantları için kullanışlı olsa da zehirli kimyasallar için değil ! Zehirli bir şey yerseniz , hayatta kalmakta zorlanacaktır . Mide asidinizden geçer ve oradan da bağışıklık sisteminize ve bağır saklarınıza iner . Bu , sindirdiğiniz toksinlere karşı iyi bir savun ma ama cildinize sürdüğünüz toksinler için böyle bir savunma sistemi yok . Direkt olarak kanınıza karışıyorlar .
Kişisel ürünlerinizde kaçınmanız gereken 10 kimyasal :
1. Paraben : Kozmetik , cilt bakımı ürünlerinde ve sahte bronzlaştırıcılarda bulunur .
2. DEA ( dietanolamin ) , MEA ( monoetanolamin ) , TEA ( me tilamin ) : Şampuanların köpürmesini sağlayan madde . Saç
kremi ve losyonlarda bulunur .
3. Sodyum loril ( ya da laurik ) sülfat ( SLS , SLES ) : Şampuan ve saç kreminde bulunur .
4. Polietilen glikol ( PEG ) , propilen glikol ya da izopropil al kol ( namıdiğer antifriz ) : Birçok şampuan ve cilt bakımı
ürününde bulunur .
5. Amonyum ksilen sülfonat ve formaldehit : Ojelerde bulunur .
6. Alüminyum Klorür : Deodorantlarda ( sprey olanlarda bütan propan ) bulunur .
7. Oktinoksat : Güneş kremi , saç boyası , tırnak cilası , ruj ve cilt kremlerinde bulunur .
8. PABA : Güneş kremlerinde bulunur .
9. BHA ( bütil hidroksianisol ) ve BHT ( bütil hidroksitoluen ) :
Birçok cilt bakım ürününde bulunan koruyucu maddelerdir .
10. Fralat : Parfüm , mum , oda spreyleri , temizlik ürünleri ve
içinde ‘ koku ' olan her şeyde bulunur .
" Think Dirty ' isimli aplikasyonu indirin ve en sevdiğiniz ürün lerin ne kadar temiz olduklarına bakın . Buraya yazmadığım daha birçok şey var . Benim nihai kuralım : Yiyemeyeceğin bir şeyse cildine de sürme !
İlaçlar
İlaçlar , hastalıklarla savaşmanız ve belirtileri kontrol altına almanız için tasarlanmıştır . Karaciğeriniz tarafından zehrinin alın ması gereken yabancı bileşenler de var . Toksinler gibi onlardan da bazıları hormonlarınızla uğraşıp yan etki yaratabilir ve uzun vadeli risklere sebep olabilir . Birkaç örnek vermek gerekirse :
Doğum kontrol hapları : Yumurtalamayı ( ve böylelikle hamileliği ) engellemek için tasarlanmış sentetik hormonlar içerir . Bulantı , kilo alma , baş ağrısı , ruh hâli dalga lanmaları ve düşük libidoyla beraber tromboz ve meme etkisi var .
HRT , sentetik hormon replasmanı : Uzun vadeli kullanimi kalp krizi , kalp rahatsızlıkları , yumurtalık ve rahim kanseri riskini artırmak gibi ciddi anlamda birçok yan kanseri riskini artırır .
Streroidler : Yan etkileri arasında yorgunluk , yüksek tan siyon , kilo alma , ruh hâli dalgalanmaları , sindirim siste mi rahatsızlıkları , düşük bağışıklık sistemi , yüksek kan şekeri , kas zayıflığı ve kemik erimesi var .
Antiasitler ve PPİ'ler :
Mide asidi üretimini baskılamak için tasarlanmıştır . Bu ilaçlar , savunma sistemini ve besinlerin emilimini zayıflatır ve bağışıklık sistemini güçsüzleştirir
Antidepresanlar ( yalnızca kısa vadeli kullanımda ) :
Serotonini artırmak için tasarlanmıştır . Yan etkileri arasında anksiyete , sindirim sistemi problemleri , terleme , çarpıntı , yorgunluk , zayıf uyku , baş ağrıları , düşük cinsel dürtü ve baş dönmesi var
Ağrı kesiciler ( nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar ) : Ibuprofen ve aspirin gibi . Bu ilaçların birçok yan etkisi olabilir ; bağırsak zarına zarar vermek , besin emilimini zayıflatmak ve kan dolaşımına atık ve toksinlerin sızması da bunlara dahil .
Birçok ilaç , vücudu temel besinlerden mahrum bırakabilir ; özellikle B vitaminleri , magnezyum ve çinko . Hepsi enerji ve hormon üretiminde gerekliği olduğu gibi aynı zamanda kara ciğer detoksifikasyonu için de gerekli . Suzy Cohen'in yazdığı Drug Muggers , bunun üzerine okuyabileceğiniz harika bir kitap .
Suyun içinde ne var ?
Su kaynaklarımızın ‘ temiz olması bekleniyor ve gelişen dün yayla kıyaslandığında da muhtemelen öyle . Peki , içinde ne ol duğundan ne kadar eminsiniz ? Birçok insan çeşme suyunda sorun olmadığını düşünüyor ama ben güvenmiyorum . Genel su kaynaklarında florür , klor , kurşun ve alüminyum gibi kirle tici maddeler bulunuyor ve onlar da hormon fonksiyonunuzu yıpratıyorlar .
Sigara içmek
Sigaranın zehirli olduğu çok açık ve akciğer kanseri riskini de biliyoruz . Bu , aynı zamanda hormonlarınızı da etkiliyor . Östrojen seviyelerini azaltıp erken menopoza sebep olabiliyor . Aynı zamanda kısırlığa da yola açabiliyor . Sigara içen kadınların kemik erimesi ve diyabet olma ihtimali daha yüksek . Sigara içmek serbest radikal üretimini tetikliyor , kırışıklıkları artırıyor ve hücreleri öldürüyor . Aynı zamanda serbest radikallere saldıran C vitaminini de tüketiyor ! Sigarada 4.000'in üzerinde bileşen var ve bunlara nikotin , karbonmonoksit , kurşun , amonyok , hidrojen siyanür ve kadmiyum da dahil . Kadmiyum , vücutta yıllarca kalabilen ağır bir metal . Hormon ve doğurganlık için temel bir mineral olan çinkonun yararlarını sınırlıyor . Sigarayı bırakamıyorsanız , en azından yeterli miktarda C vitamini , çin ko ve antioksidan takviyesi almayı ihmal etmeyin .
Endokrin Bozuculardan Nasıl Detoks Yapılır?
Çevrenizdeki endokrin bozucuları ortadan kaldırmak için aynı derecede önemli olan, vücudunuzun doğal detoks ve eliminasyon yollarını desteklemektir. Detoks, östrojen baskınlığı semptomları veya hormonal dengesizlik semptomlarını (adet problemleri, cilt problemleri ve hatta sindirim problemleri gibi) ele almak Hormon Devrimi Detoksunun temelidir.
Zararlı kimyasallar alıyorsak (yani organik olmayan yiyecekler yiyorsak veya hormonlarımızı bozan şeylerle vücudumuzu parçalıyorsak), hormonlarımızı tekrar dengede tutmakta zorlanacağız. Bu nedenle, gelen atıkları en aza indirmek istiyoruz. Bunu şu şekilde yapıyoruz:
Organik yiyecekleri olabildiğince sık yemek
Xenoöstrojenlerden kaçınma (kişisel bakım ürünleri veya hormonlarımızı bozabilecek temizlik ürünleri gibi) İşte evimde kullandığım toksik olmayan temizlik ürünleri.
Plastik kapları yemeyerek ve marketten kağıt faturalarına dokunmayarak daha fazla maruz kalmamak.
Ve yukarıda bahsettiğim adımlar
Ayrıca israfı da teşvik ediyoruz, çünkü organik yiyecekler yemek aynı zamanda bol miktarda yeşil sebze ve derin pigmentli sebzeleri (turuncu sebzeler ve kırmızı sebzeler gibi) almak anlamına da geliyor, böylece size yardımcı olabilecek lif bakımından zengin çeşitli yiyecekler alıyorsunuz. atık taşımak. Ve aynı zamanda, bu yiyecekler genel hormonal sisteminizi, besin sağlığınızı ve karaciğer detoksifikasyonunuzu destekler.
Hormonlarınıza zarar veren kimyasalların detoksifikasyonunu ve eliminasyonunu aşağıdakilerle takviye ederek de destekleyebilirsiniz:
Diindolilmetan (DIM)
Brokoli tohumu özü
Resveratrol
Chrysin
Kalsiyum D-Glukarat
Folat
Magnezyum
KAYNAKLAR
Hormon - Dr. Mustafa Atasoy
The UltraMind Solution: Fix Your Broken Brain by Healing Your Body First - Mark Hyman M.D
It's you, It's your Hormones , Nicki Williams
The Wisdom of Menopause (Revised Edition): Creating Physical and Emotional Health During the Change, Dr. Christiane Northrup
https://drbrighten.com/how-endocrine-disrupting-chemicals-cause-hormone-imbalance/
https://www.niehs.nih.gov/health/topics/agents/endocrine/index.cfmhttps://ntp.niehs.nih.gov/results/pubs/rr/reports/abstracts/rr04/index.html
https://ntp.niehs.nih.gov/ntp/results/pubs/rr/reports/rr04_508.pdf
https://www.ewg.org/enviroblog/2016/08/flame-retardants-why-they-re-our-homes-and-how-avoid-them
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5989427/
https://www.sciencedaily.com/releases/2007/05/070517100315.htm